105 Nolu Açıklama
Ezilen Ulus ve Azınlıklar; Tüm Emekçi Halklar!
Tarihten gelip tarih yaratan devrimci halklar ve ezilen ulusların, varsıl sınıfların sömürü ve zulüm dünyası ile talancı sömürü sistemlerine karşı yürüttüğü kurtuluş uğruna devrimci direniş ve özgürlük mücadelesi, her türden inkâr ve çarpıtmaya karşı özellikle dünya kırlarında olmak üzere sarsan dalgalarla yükseliyor. Silahlı devrimci savaşlar, yoksul dünyaya ilham vererek parıltılar saçmaya devam ediyor.
Newroz’un diriliş ruhu coşkusuyla tüm yoksul dünyanın devrimci homurtusunu ve yüksek dağlarda gök gürültüsüyle çakan devrim şimşeklerini selamlıyor, Newroz bayramını kutluyoruz.
Özel mülkiyet dünyasının çıkarları ve dünya hegemonyaları uğruna insanlık ve doğaya ait ne varsa kendi gerici özel mülkiyeti ve bencil ihtirasları için her şeyi ama her şeyi tahrifat ve tahribata uğratan gerici egemen sınıflar, günümüzde de vahşi zulüm ve sömürü politikalarını bıkıp usanmadan daha fazla kan dökme pahasına azgınca derinleştirmektedir.
Kan üzerine oturan zalim tiranlar, karşı-devrimci şiddet ile birlikte daha sinsi politikalarla tarihimize ait ne varsa onları da talan ve tahrif ederek, maddi-manevi değerlerimizin tasfiyesini hedefleyerek bir bütün olarak gerçekleştirmek istemektedirler. Bu anlamda hem fiziki hem de ideolojik-kültürel saldırılarını çok yönlü ve hummalı bir şekilde yoğunlaştırmış bulunmaktadırlar.
Halkların ve ezilen ulusların tarih bilinci dumura uğratılarak belleklere burjuvazinin gerici zihniyeti ve tarihi yerleştirilmek istenmektedir. Bu kirli amaçlar doğrultusunda, kan, can ve nice büyük bedel ve emekle tarihsel olarak yaratılan değerlerimizi kendi yoz ve bencil gerici dünyalarının bir parçası haline getirip, ona dahil etmenin gayesiyle uğraş vermektedirler. Bununla birlikte tüm ezilenler cephesini ideolojik ve psikolojik kuşatmaya alarak, büyük bir yanılsama yaratmaya çalışmakta, öte yandan kanlı ve kirli tarihlerini allayıp pullayarak şirin göstermenin peşindedirler.
Ortadoğu ve Türkiye-Kuzey Kürdistan özgülünde halklar ve ezilen uluslar için özel bir yeri olan Newroz için de aynı durum söz konusudur. Sınıf mücadelesinin kimi değerlerine sahtekârca sahip çıkıp, onların içini boşaltarak yozlaştırmak ve sıradanlaştırmak istemektedirler. Tarihsel gün ve mücadele değerlerimizi anlamsızlaştırıp özlerinden sıyırarak, devrimci halkların elinden almaya ve unutturmaya çalışmaktadırlar.
Zalim Dehak’ ın başta Kürt ulusu ve Ortadoğu halklarına kan kusturan tarifsiz mezalimine karşı, tamda baharın müjdelendiği bir tarihte, Kawa önderliğindeki halkların başkaldırısı ve zalimin zulmünü yerle bir eden isyan ateşiyle körüklenen bir tarihtir Newroz. Ve yaşatılmak durumundadır. Zira bugün çağdaş Dehak’lar yani uluslar arası tekelci emperyalist burjuvalar ve onların yerli uşak rejimleri ideolojik, psikolojik, siyasal, kültürel, ekonomik ve sömürü saltanatlarını tahkim ederek, tüm toplum(lar)a daha fazla çürüme empoze edip her yönlü kuşatmasını derinleştirdiği bir süreçten geçmekteyiz.
Bugünkü süreçte Kürt ulusunun bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini boğarak tasfiye etmenin, her zamankinden daha tehlikeli gayretkeşliği içerisindedirler. Bugün, Türkiye-Kuzey Kürdistan’ın tüm toplumsal yaşamında ırkçı faşist politikalar daha sinsi ve barbarca hayata geçirilerek, faşist Türk hakim sınıflarının saldırıları hoyratlaşarak yoğunlaşmıştır. Ama nafile.
Sözde ‘’demokratik açılım’’ ve ‘’çözüm’’ projesi gibi adlarla halkların ve ezilen ulusların bilinçleri karartılmak istenmektedir. Sınır içi ve sınır dışı kanlı operasyonların, gözaltı ve tutuklamaların ‘’gemi azıya almış’’ bir şekilde son hızıyla sürdürüldüğü koşullarda ne ‘’demokrasi’’den ne de bu yönlü ‘’açılım’’ ve ‘’çözüm’’den bahsedemeyiz. ABD ve Avrupalı emperyalistler başta olmak üzere devrimci Kürt ulusal hareketi ve onun kurumlarına yönelik gerici faşist saldırılara karşın sessiz kalmayalım. Halklara ve ezilen uluslara kan kızılcık şerbeti içirilerek ya da dayatılarak ne barış ne de demokrasi ortaya çıkar. Türkiye-Kuzey Kürdistan’daki Kürt, Türk ulusları ve azınlık milliyetler ve çeşitli ezilen inanç gruplarına mensup halklarımızın emperyalist ekonomik sömürü ve zulüm politikaları, başta işçi ve emekçiler olmak üzere çeşitli şekillerde direniş ve mücadeleler ile karşılanmaktadır.
Ortadoğu halkları ve Kürt ulusu tarihten gelip tarih yaratarak zulme ve sömürüye karşı direnmiş ve mücadelesini bugünlere taşımıştır. Bütün yaşananlara karşı tam da her birimizin çağdaş Kawa önderliğindeki halklar gibi olmalıyız. Tarihimiz ve günümüze, halklarımıza ve ezilen uluslara karşı sorumluluğumuzun önemi buradan gelmektedir. Dağ başlarından kırlara, fabrikalardan sokaklara, gecekondulardan yaşamın tüm alanlarına kadar bağımsızlık, halk demokrasisi, sosyalizm ve sınıfsız-sömürüsüz bir yaşam ve sınırsız bir dünya için Newroz ateşini daha da harlamalıyız.
Bu bilinçle Kürt ulusu özgülünde tüm halkların ve ezilen ulusların Newroz bayramını kutluyor ve bütün ilerici, demokrat, yurtsever, devrimci ve komünistleri emperyalistler ve onların stratejik uşaklarına karşı ortak direniş ve mücadeleye çağırıyoruz. Halk Savaşını, Türkiye-Kuzey Kürdistan’ ın her bir parçasında Newroz coşkusu ve ateşiyle yükseltelim ve kazanalım.
Bıjı Newroz!
Newroz Piroz Be!
Yaşasın Ortadoğu Halkları ve Kürt Ulusunun Newroz Bayramı!
Yaşasın Bütün Ulusların Kendi Kaderini Tayin Etme Hakkı!
Yaşasın Halkların Kardeşliği!
Maoist Komünist Partisi
Merkez Komitesi- Siyasi Bürosu
Mart 2010