106 Nolu Açıklama
Faşist Kemalist Türk devletinin, Türkiye-Kuzey Kürdistan’daki halklar, ezilen Kürt ulusu ve azınlık milliyetlere yönelik ırkçı ve şöven saldırıları hızından bir şey kaybetmeden devam ediyor. Toplum içerisindeki sivil faşist unsurlarını kullanarak Kürt ulusal direnişinin meşru ve demokratik önderlerini sindirme operasyonları Samsun’da bir kez daha kendini gösterdi. Faşist emniyet güçlerinin gözleri önünde gerçekleştirilen saldırı çok açık bir şekilde tasfiye saldırısının bir parçasıdır. Adına ’’demokratik açılım’’ denilerek Türkiye-Kuzey Kürdistan halkları ve ezilen Kürt ulusal direnişindeki devrimci dinamiğin uzlaşmacı reformist bir rotaya çekme politikalarının bir sonucudur.
Emperyalist kapitalist dünya sisteminin her bir toplumu yeniden yapılandırma politikalarının bir parçası olarak faşist Kemalist Türk devleti ve temel kurumlarını şekillendirme operasyonları gereği, toplumun ve yaşamın her alanında gerçekleştirilen saldırılarda kuşkusuz sivil faşist unsurlar da kullanılmaktadır. Geçmişten bugüne ’’bayrak’’ vd. provokasyonlar ile ezilen ve sömürülenler sindirilmeye ve tasfiye edilmeye çalışılmıştır. Türk Komprador patron ağa devleti, Türkiye-Kuzey Kürdistan halkları, ezilen Kürt ulusu ve azınlık milliyetler ve de çeşitli inanç grupları arasında uyguladığı böl-parçala-yönet politikasını toplumun her bir gözeneğinde yaşamsallaştırmak için oldukça kapsamlı ve bütünlüklü olarak saldırmaktadır. Hali hazırda ezilen ve sömürülenler nezdinde büyük bir yanılsama yaratarak hem saldırıyı gerçekleştirmekte hem de kınayan durumunda görünerek şirin görünmeye çalışmaktadırlar. Faşist Kemalist Türk hakim sınıfları ve kliklerinin her biri adeta sıraya dizilircesine utanmazca saldırıyı sözde kınamakta ve Ahmet Türk’e övgüler dizmektedirler. Oysa nafile yarasalar. Dün Ermeni ve Kürt ulusu başta olmak üzere birçok ulus ve milliyetlerden halkları katleden sanki kendileri değilmişçesine utanmadan demokrasi havarisi kesilmelerine, halklarımız kanmamalıdır. Bütün bu aldatma ve yalan politikalarına karşı, Türk ve ezilen Kürt ulusu ve azınlık milliyetlere mensup Türkiye-Kuzey Kürdistan halkları hazırlıklı olmalıdır. Kürt ulusunun kendi kaderini tayin etme hakkı, ayrı bir devlet kurma hakkı da dahil kayıtsız şartsız savunulmalıdır, savunmaktayız. Partimiz Maoist Komünist Partisi, Kürt ulusunun ve diğer ezilen azınlık milliyetlerin meşru ve demokratik hakları için mücadele eder. Bu noktadaki temel ilkelerimizden biri olan bütün uluslar için tam hak eşitliği, bütün ulusların kendi kaderini tayin etme hakkı, bütün uluslara mensup işçi ve emekçilerin birliği ve kardeşliği şiarıyla hareket eder. İçinden geçtiğimiz süreçte Kürt ulusunun meşru ve demokratik kendi kaderini tayin etme hakkının tasfiye edilip emperyalist dünyanın uzlaşmacı reformist politikalarına kurban edilerek sömürü ve zulüm dünyasının bir parçası haline getirilmesinin sinsi politikalarına karşı bütün ilerici, demokrat, yurtsever, devrimci ve komünistleri ortak direniş mevzilerine çağırıyoruz. Halkları ve ezilen ulusları bölen ve dağıtan değil ortak özgür ve demokratik geleceğimizi yaratmak için mücadele araç ve yöntemlerinde aynı mevzilerde savaşmak için devrimci ve komünistler acil görevlerle karşı karşıyadır.
Emperyalist dünyanın stratejik uşaklığından bir adım dahi geri atmadan ekonomik politikaları uygulayan faşist Kemalist Türk devleti kendi özel mülkiyet çıkarları gereği halklar arasında birlik ve dayanışmayı zayıflatarak daha fazla sömürü ve zulmü reva gören politikalarına karşı, tüm ezilen ve sömürülen Türkiye-Kuzey Kürdistan devrimci ve komünistlerini halkların kardeşliği şiarıyla gerilla başta olmak üzeri tüm alanlarda ortak direniş ve mücadeleye çağırıyoruz. Ahmet Türk’e yapılan faşist saldırı, tüm ezilen ve sömürülenlere karşı gelen burjuva ideolojisi ve politikasının ürünüdür. Tek millet-tek vatan-tek bayrak üçlemesiyle kendisi dışındaki Kürt ulusu ve azınlık milliyetlere düşmanlığın bir politikasıdır ve lanetlenmelidir. Lanetliyor ve sınıf kinimizle mücadeleyi daha fazla geliştirmenin biley taşı yapıyoruz. Kürt ulusu ve önderlerine yönelik saldırı başını ABD’nin çektiği emperyalist kapitalizmin dünya halkları ve ezilen uluslara karşı imha ve inkar operasyonlarının bir parçasıdır. Sömürü ve zulümleriyle halklara ve ezilen uluslara köleliği yaşatanlar günümüzü ve geleceğimizi belirleyemezler ve kurtaramazlar. Unutulmamalıdır ki özgür ve bağımsız bir gelecek, Türkiye-Kuzey Kürdistan halklarının kendi ellerindedir. O halde özgürlüğü kendi ellerimizle yaratmak ve zafere ulaşmak için daha fazla birlik, dayanışma ve mücadele içerisinde olmalıyız. Emperyalizmin tescilli uşağı faşist Kemalist Türk devleti ve kliklerine ve onların uzlaşmacı reformist tasfiye politikalarına karşı politik iktidar perspektifiyle direnelim ve kazanalım.
Kahrolsun Kürt Ulusu ve Meşru-Demokratik Önderlerine Karşı Irkçı-Faşist Saldırılar!
Kahrolsun Emperyalizm ve Uşağı Faşist Kemalist Türk Devleti!
Yaşasın Kürt Ulusu ve Bütün Ulusların Kendi Kaderini Tayin Etme Hakkı!
Yaşasın Halkların Kardeşliği!
Yaşasın Halk Savaşı!
Maoist Komünist Partisi
Merkez Komitesi- Siyasi Bürosu
Nisan 2010