86 Nolu Açıklama
Son Süreçlerde Geliştirilen Tehdit, Karalama ve Bazı Spekülasyonlar Üzerine!
Dersim özgülünde bağımsız belediye başkan adayı ve Dersim Demokratik Halk Dayanışması(DDHD) özgülünde Dersim halkı ve Demokratik Halklar Federasyonu(DHF), Kürt ulusal hareketi tarafından yapılan karalama, mesnetsiz itham ve tehdit içerikli açıklamalarla hedef gösterilmektedir. Bu gelişmeleri kaygı verici buluyor ve kabul edilemez olarak değerlendiriyoruz.
Bilindiği gibi yerel secimlerde burjuva feodal faşist ve diğer gerici düzen partilerin dışında kalan komünist, devrimci, demokrat ve yurtsever çevrelerin ortak bir blok halinde hareket etmesi hedeflenerek olumlu adımlar atılmıştı. Ne var ki, ortak hareket ekseninde bir araya gelerek oluşturulan bu platform, oluşumundan kısa bir süre sonra fiiliyatta iş yapamayacak noktaya geldi. Fiiliyatta işlevini her ne kadar yitirse de Maoist hareket olarak bulunduğumuz yerellerde devrimci demokrat adayları destekleyeceğimizi, yaptığımız açıklamayla kamuoyuna deklare etmiştik. Vurgusunu yaptığımız anlayışımız geçerliliğini hala korumaktadır.
Daha önce de vurgusunu yaptığımız anlayış ve ilkeler temelinde Dersim’de bir ortaklığın yakalanması için DHF’nin de bileşeni olduğu devrimci –demokrat halk örgütlenmesi olan DDHD içinde azami derecede bir çaba gösterilmiştir. Böyle bir zemin üzerinden süreç örülmek istenmesine karşın DTP’ nin ben merkezci ve dayatmacı tutumu ve ilkesiz yaklaşımlarıyla ortak olan diğer devrimci çevreler, bu sürecin olumlu bir şekilde örülmesini bir fiil engellemişlerdir. Tasvip etmediğimiz bir ayrılık ve ayrı hareket etme kaçınılmaz hale gelmiştir. Ortak blok halinde hareket etmenin ruhuna aykırı tutumlar, kendini dayatma ve diğer devrimci yapılanmaların siyasi iradeleri ve bağımsızlığını hiçe sayma biçiminde ortaya çıkan olumsuz anlayış ve politikalar, birlikte iş yapmanın önünde engel olan ve bölen sorumlu pratikler olmuştur.
Bu zemin üzerinden Dersim merkezi olmak üzere ayrı bir bağımsız adayın gösterilmesi, ilgili halk güçlerinin zorunlu tercihi olmuştur.
Gıdasını pragmatist felsefi anlayıştan alan kimi devrimci yapılanmalar, ilkelere bağlı ve stratejik bir bakış açısıyla sürece bakan değil, günü birlik ve anlık çıkarlarla ufkunu sınırlayan bir yaklaşımı ortaya koymuştur. Dahası, dışındaki devrimci yapılanmaları devrimin ve kendisinin de bir kazanımı olduğunu göremeyecek kadar sığ bir yaklaşım sergilemektedirler. Kendi dışındaki devrimci-demokrat güçleri, gücüne güç katan üstün bir yanı olarak bakan değil, siyasal açıdan mücadele edilip zayıflatılması gereken olarak bakılmaktadır. Halbu ki dostlarının zayıflamasının, bizzat kendisinin de zayıflaması anlamına geleceğini görememektedirler. Doğallığında bu temel üzerinde oluşan bir algı ve bu algı üzerinde vücut bulan siyaset, dost devrimci yapılanmaları hedefe koyup onu yıpratmaya ve güçten düşürmeye çalışır. Diğer bir deyişle dost ve düşman ayrımını silikleştiren ilkesel bir hatanın sahibi olurlar. Fakat bir şey unutulmaktadır ki, oda şudur: Araç ve amaç ilişkisinde bir yabancılaşmanın olması halinde, bunun zamanla zıddına dönüşme gerçekliğini beraberinde getireceğidir.
Tarihsel haklılığı ve meşrululuğundan güç alıp bilimsel ve gerçekçi açıdan mücadele eden bir güç asla zayıflamaz. Tersi bir durumsa ne kadar güçlü olursa olsun bu güç kof gücü ifade eder. Erimeye ve dağılmaya da mahkumdur. Hiçbir suretle dostlarımızın bu noktada olmasını istemeyiz. Lakin önü alınmadığı taktirde varacağı yer yabancılaşmadır ve oradan da zıddına benzemesidir.
Devrimci Politika, Pragmatist Felsefeye Kurban Edilemez!
Yapılan haksız saldırı ve kabul edilemez tehditlerle uğramış olduğumuz iftiralar karşısında, niteliğimize dair bir tartışma yürütmeyi anlamsız bulduğumuzdan yanıtlama gereği duymuyoruz.
Ancak daha iyi ve tam olarak anlaşılmamız açısından söylemeliyiz ki bizler, soruna proleter sınıf siyaseti ve tavrı ile yaklaşmaktayız. Meseleye yaklaşımımız; proleter sınıf orijinli devrim perspektifiyle Türkiye-Kuzey Kürdistan halklarının bütünlüklü devrimini örgütleyip gerçekleştirmektir. Kürt ulusunun gerçek kurtuluşunun da bundan geçtiğine bilimsel teorik tespitlerimiz ışığında inanarak mücadele etmekteyiz. Bu uğurda ağır bedeller ödediğimiz de bilinmektedir. Dolayısıyla sorun, ortak devrimin örgütlenip geliştirilmesi ve gerçekleştirilmesidir. Bu amaçtan hareketle, devrimci durumun elverişli olduğu ve devrimci hareketin gelişme koşullarına zengin olarak sahip olduğu yerlerde çeşitli araç ve biçimlerle devrimi örgütleyip gerçekleştirme uğraşı ve adımlarını büyütme çabası içindeyiz.
Tüm bunlardan hareketle, politik-ideolojik devrim çizgimize uygun örgütlenme ve mücadelemizden taviz vermemiz hiçbir sebeple bizlerden beklenmemelidir. Bağımsız siyasi çizgimizden taviz vermemiz, politik iktidar hedefimizden sapmamız ve kendimizi inkar anlamına gelir. Proleter devrimci siyasetteki ısrar ve kararlılığımız, Kürt ulusunun bağımsızlık ve kurtuluşunu da ihtiva eden, çeşitli millet ve milliyetlerden Türkiye-Kuzey Kürdistan halkları ve ezilen uluslarının ortak sınıfsal devrimin yönündedir.
Demokratik Anlayış, Devrimci ve Komünist Halk Güçlerine Karşı Her Türden Tehdit ve Kaba Yöntemleri Yasaklar!
Demokrasi talebiyle mücadele eden Kürt ulusal hareketinin, çeşitli yerellerde faşist düzene alternatif temelde ve aynı zamanda siyasal olarak bağımsız inisiyatif biçiminde ortaya çıkan halk iradesinin tercihine ve bu demokratik hakkına tahammül etmeyip sindirememesi ve akabinde karalama, hakaret gibi demokratik normlara sığmayan tutumlarını açık tehditlere vardırarak Dersim halk iradesi ve halkın örgütlü güçlerini sindirmeye çalışması kaygı verici ve olumsuz bir gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır.
Özellikle Kürt ulusal hareketinin merkezi düzeyde, komünist ve devrimci halk güçlerini düşmanla özdeşleştiren açıklamalarda bulunması, ortamı provake etme değerinde olup, olumsuz bir sorumluluk örneğidir.
KCK üyesi Bozan Tekin’in açıklaması, sağlıksız ve duygusal tepkiden ibaret talihsiz bir açıklamadır. Demokratik teamülleri sığ çevrenin duygusal reflekslerini kışkırtan, olumsuz atmosferi tırmandıran ve provakatif hareketleri besleyerek tetikleyen muhtevadadır.
Halkın örgütlü devrimci-demokrat güçlerini ve Dersim halkı ile belediye başkan adayını düşmanla aynılaştıran pervasızlıkla hedef göstermesi asla kabul edilemez. Bu olumsuz yaklaşımı kınadığımızı açıktan beyan ediyoruz.
Ortak hareket edildiği koşullarda hiçbir sorun yokken ve devrimci dayanışma vurguları ile teşekkürleri dillerinden düşürmeyenler, DDHD’nin Dersim yerelinde bağımsız adayını göstermesiyle birlikte ve diğer genel ortak hareket ve birlik realitesi göz ardı edilerek; bu akıl almaz değerlendirmelerle açıklamalar yapmak devrimci ulusal hareketin çelişki ve tahammülsüzlüğünün sınırlarını açıkça ortaya koymaktadır.
Devrimci-komünist güçlerin siyasal tarihi ve bağımsız iradesinin kendilerine karşı olduğu yanlış algısı, son derece yaban ve temelsizdir. Komünist ve devrimci güçler, devrimci Kürt ulusal hareketinin haklı mücadelesi ve tüm demokratik mücadelesini desteklemektedir. Ne var ki, bu ulusal harekete angaje bir siyaset ve siyasi iradeye sahip olacağı anlamına gelmez. Dahası, ulusal hareketin hatalarıyla birleşmez ve ilkelerinden taviz vermez. Her koşulda siyasi ve örgütsel çizgi bağımsızlığını kararlılıkla korur.
Halkın iradesi ve tercihini esas alan DDHD’nin güttüğü politika ilerici, devrimci ve demokratik bir politikadır. Buna karşın ulusal hareketin, hiçbir iradeyi tanımadan kendisini dayatması asla kabul edilemez.
Devrimci-demokrat ve ilerici güçler arasındaki sorunların eleştiri-özeleştiri ve dostane ilişkiler içinde çözülmesinden yana olduğumuzu ilkesel yaklaşımımız olarak beyan ettik ve hala da bunda ısrarlıyız. Ancak, dost güçler arasındaki sorunların ele alınışı ve çözümünde, tehdit, saldırı ve karalama gibi hiçbir yöntemi kabul etmeyip kınadığımız bilinmelidir. Bu yöntemlerin devrimci etiğe sığmadığını da önemle belirtmeliyiz.
Devrimci Kürt ulusal hareketin duygusal tepkilerden kaçınması ve ortaya çıkan bu bölünmüşlük sonucundan kendi politika ve yaklaşımlarını sorgulaması, daha doğru ve yerinde olacaktır. Öte yandan Dersim halkının iradesini yansıtan bağımsız adayın çıkmasının, kendilerine karşı bir tavır olarak algılanması büyük bir yanılgıdır. Devrimci demokrat değerler ve Dersim halkının iradesi üzerinden yükselen bağımsız aday gerçekliği asla devrimci Kürt ulusal hareketine karşı değil, bilakis Kürt ulusunun lehinedir. Bağımsız adayın alternatif olduğu odaklar şoven, ırkçı, faşist ve gerici hakim sınıflarıdır. Tersi bir algı kesinlikle hatalıdır. Örgütlü devrimci-demokrat halk güçlerinin diğer yereller ve genelde devrimci cephenin çıkardığı adayların desteklenmesi göz ardı edilemez ve bu halk güçlerinin temel yaklaşımını da açıklamaktadır.
Demokrasi mücadelesinde bedel ödemiş ve ödemekte sakınmayan devrimci halk güçlerinin, düşmanla benzeştirilmesi tarzındaki değerlendirme ve açıklamalarıyla sürdürülen tehditlerin anlamsız olup, sonuçsuz kalacağının bilinmesi gerekir. Halkın örgütlü devrimci güçlerinin düşmanla aynılaştırılmasını, sorumsuzca duygusal bir tepkiden ibaret olduğunu ve bunu kınadığımızı beyan ederek, gelişebilecek olumsuzluklardan sözünü ettiğimiz açıklama ve tehditkar tutum sahiplerinin sorumlu olacağını özellikle belirtelim. Bu tehditlere şu veya bu şekilde destek olan diğer devrimci demokratik parti ve çevreler de aynı biçimde sorumlu olacaktır. Devrimci demokrat, yurtsever güçler arasındaki bu olumsuz atmosfer yapay olarak oluşturulmuştur. Halkların örgütlü devrimci güçleri ve Dersim halkı, ezilen Kürt ulusunun haklı mücadelesinin yanındadır.
Dost güçler arasında karalama, saldırı ve tehdit gibi kabul edilemez yöntemlere son verilmelidir. En küçük bir olumsuzluk, ezilen Kürt ulusu ve halka değil, gerici faşist hakim sınıflara hizmet edecektir. Tüm ilgili kesimleri sorumlu ve duyarlı olmaya davet ediyoruz.
Dersimde açığa çıkan bu devrimci halk iradesini bir kez daha burada selamlıyoruz. Tüm enerjimizle Dersim halkının bağımsız iradesinin yanında olduğumuzu açıkça beyan ediyoruz.
Yaşasın ilkeli Mücadele Anlayışı!
Yaşasın Dersim Halkının Devrimci İradesi!
Yaşasın Halkların Kardeşliği!
Yaşasın Halk Savaşı!
Yaşasın Marksizm Leninizm Maoizm!
Maoist Komünist Partisi
Merkez Komitesi-Siyasi Bürosu
Mart 2009